sözlük yazarlarının itirafları 


/ 27
  1. sene 2009, hayatımın ilk yalnızlığını bana yaşattın AÜHF!
    (bkz: o gün bu gündr tek gezmem)
    (nomen est omen ?, 13.04.2011 01:50 ~ 07.06.2011 08:24)
  2. ne yalan söyliyim aühf yi kazandığımda büyük bir beklentiyle gelmiştim okula. Takii B bloktan içiri girip Atatürk heykelinin önünde durup yukarı doğru bakıncaya kadar . Birde ne göreyim içeriye güneş ışığının daha fazla sirayet edebilmesi için yukarısı camlarla kaplanmış buraya kadar herşey normal ama o kırılan camların yerine kırmızı mavi... renklerde camların takılması bana ''ben nereye geldim ya, doğru yerdemiyim '' sorusunu sormama sebep oldu.
    (frc45 ?, 13.04.2011 15:35 ~ 15:37)
  3. boğaziçi uluslararası ilişkiler yerine bu okula geldiğim için pişmanlıkların en büyüğünü yaşıyorum. hatamı bu platformda itiraf ediyor, aühf ye gelmeyi düşünüp boğaziçi uluslararası ilişkileri de aklının bi köşesinde barındıran; aühf yi araştırırıken sözlüğümüzü görüp "bi bakiyim lan şuraya" diyen arkadaşlara örnek teşkil etmesini temenni ediyorum. ille de aühf diye ölmüyorsanız iki kere düşününüz.
    (bkz: zararın neresinden dönülürse kardır)
    (susasiyok ?, 13.04.2011 17:36)
  4. sınavdaki soruları cevaplarken bile bu kadar gülmemiştim.)
    (bkz: cebeci kampüsündeki köpekler)
    (nomen est omen ?, 13.04.2011 18:56)
  5. Az önce beni bir yorumumdan dolayı cinsiyetçi diye tanımlayan sözlük arkadaşımı esefle kınamak istiyorum sevgili sözlük.
    (lammarth ?, 24.04.2011 21:57)
  6. yanmış kibrit kokusunu çok seviyorum sözlük. kafa yapmıyor ama 1-2 sn. başka alemlere götürüyor insanı.
    (litmanen ?, 24.04.2011 22:11)
  7. insanların tutarsız olmalarından nefret ediyorum sözlük. tutarlı ol canımı ye.
    (vinsanity15 ?, 24.04.2011 22:59)
  8. geçen yıl ygs ve lysdeki şifrelerin hepsini çözdüm o sayede aühf'lü oldum, bir tek soruyu bile okumadım. birkaç taneyi de boş bıraktım ki çakmasınlar.
    *siz gerçekten soruları çözdünüz mü dediğim insanların hayretler içinde bakmasıyla kimseye söz etmemeye karar vermiştim, ama artık dayanamıyorum sözlük!!1
    (pphhooeebbuuss ?, 24.04.2011 23:03)
  9. itiraf ediyorum sözlük, hiçbir sınava çalışmadan buralara geldim, öss senesi sınavdan önceki 4 ay çalışmadım kafam dinlensin diye, aühf'yi hiç çalışmadan bitirme hedefim var, medeniye hiç çalışmadan girdim ve geçtim,her sınavım kötü geçiyor ama hepsinden geçiyorum diye dolaşan insanlardan nefret ediyorum * *
    (bkz: 0 alacağım diye ağlayıp 90 alan kız)
    (bkz: bir einstein değil)
    (flush royale ?, 24.04.2011 23:11)
  10. 4 yıldır ankaraya her türlü küfrü ettim ama bu son dönemeçte ankaradan gidecek olmaktan korkuyorum sözlük!
    (baska semtin cocugu ?, 25.04.2011 03:31)
  11. itiraf ediyorum... ben yaptım!!!

    (bkz: hayır ben yaptım!)
    (derdestin devasi var ?, 25.04.2011 05:15)
  12. 4 yılda bana kazandırmadığı tecrübe kalmadı hem ankara'nın hem de aühf'nin. yeri geldi saydım sövdümde ama itiraf ediyorum bu son senemde senden ayrılacak olmak koyuyor bea aühf.sen benim ilk göz ağrımdın!
    (fckrby ?, 25.04.2011 16:01)
  13. geçen sene, yani ben 4. sınıfta iken bir okulu bitirme telaşı sarmıştı beni.her derse giriyordum falan. çok fazla dersten kalmıştım, dolayısıyla 3. sınıf derslerim bile vardı. tüm derslere giriyordum dolayısı ile 3-a'nın seçmelilerine de girmeye başladım.
    derslere gidenler genelde aynı kişiler seçmeliler de çok tercih edilmeyen seçmeliler olunca artık insanların yüzlerini ezberlemiştim.

    neyse... gel zaman git zaman ufak tefek muhabbetler derken oradan birçok arkadaşla tanıştım. onlar arasından bir kız vardı çok iyi insandı.ben ondan hafiften hoşlanıyordum ama o bana karşı en ufak bir renk vermiyordu. dahası beni yeni tanıdığı için pek konuşma fırsatı dahi olmuyordu. yine de ona olan ilgim * canlı kaldı. çünkü her ne kadar 3.sınıf da olsa 4. sınıftan seçmeli ders alıyordu o derece zeki * arada bizim sınıfta görünce konusuyorduk falan ben tabi pek alışkın olmadığım için böyle şeylere hemen kendimi kaptırıyordum. oysa o medeni bir insan gibi sadece sohbet ediyordu.bu benim aptallığımdı kendimi engelleyemiyordum. sonra vizeler bitti muhabbetimiz kesildi. telefonunu isteyememiştim ve dahası okula yine ara verdim.

    sonra finallerden epey önce çalışmaya başladım ve çalışma salonuna takılmaya başladım. ancak bu şekilde bitirebilecektim okulu. şans mı şanssızlık mı bilemiyorum şimdi o da çalışma salonuna sık sık gelen biriydi.ben ise sabahın 06:00'ında çalışma salonuna gelen biriydim. dolayısı ile o ne zaman gelse ben zaten hep orada oluyordum.az da olsa birbirimizi tanımaya başladığımız için selamlaşmalar yerini ufak tefek sohbetlere bıraktı.onu daha çok tanımaya başladım.ve tanımaya başladıkça kendimi kaptırmaya başladım.bir süre sonra bu ders çalışma hadisesinin de önüne geçti.ama iyi de ders çalışıyordum.

    ders çalışmak için verdiğim aralar dahi onun verdiği aralara endekslenmiş gibiydi.o ne zaman çıksa dışarı sanki onu görmemiş gibi yapıp ben de çıkıyordum.bir şekilde tur atıp önüne çıkveriyordum aaa sen misin naber diyordum o da hafif şaşırıyordu. konuşmaya başlıyor ve daha çok tanıyordum onu.ben artık emindim ondan hoşlanıyordum bundan emindim ama benim için gidip bir kıza bunu söylemek o kadar uzak bir şeydi ki... sadece içimde kalan bir sır oldu bu.

    ben onunla daha fazla konuşabilmek adına her fırsatı kollayınca ve bunu da çaktırmadan yapınca rastlantı olmayan rastlantıların büyüsü devreye girdi ve paylaştığımız şeylerin boyutu türü hep değişti. artık ufak tefek üzüntülerden büyük sırlara kadar uzanan şeyleri paylaşıyorduk.ben ona her şeyimi anlatıyordum o da her şey olduğunu zannetmiyorum ama pek çok şey anlattı. bunlardan biri de hoşlandığı çocuktu. gerçekten bunu duyduğum ilk andan o kadar üzülmüştüm ki... şimdi neye kızsaydım?ona ufacık bir itirafı yapamamama mı yoksa onun birini bu denli boş sevmesine mi?boş diyorum çünkü anlatıkları beni o kadar sinirlendiriyordu ki... onun hoşlandığı çocuk (onun anlattıklarından bildiğim kadarıyla) ona değer vermiyor onu hep üzüyordu. bana ağladığını söylüyordu. bense buna hem kızıyor hem sinirleniyordum. çünkü o kadar karakterli ve dolu bir kızdı ki... kendisi farkında olmasa da döneminin gözbebeklerinden biriydi. kendisi bunun şu an farkında mı bilmiyorum ama öyle kişilerle karşılaşmış olsa gerek ki bunu bir türlü ona kabul ettiremedim. bunlar yersiz övgüler değillerdi. gerçekten çok sağlam bir karakter ve zeki bir dimağ bilgi dolu bir kız.ve bir tarafta benim gibi medeni cesareti sıfır bir insan diğer tarafta bu kızın umutsuzca sevdiği çocuk. doğrusu şansımın olmadığını anlamak için çok uzakta olmaya dahi gerek yoktu.

    tüm bunlara rağmen ben her zaman onu dinledim. onun içinde bulunduğu duygusal boşluktan asla faydalanmaya çalışmadım. hiçbir zaman onu ona değer vermeyen çocuktan soğutmaya çalışmadım. bunu kendime hiç yakıştıramadım.şu an dahi kendime anlattıklarımı dinleyebilmemin sebebi o zaman takındığım bu tavırdı, kendime olan saygımı korumak istedim.o bana gelip aşık olduğu çocuktan bahsettiğinde onu saatlerce dinledim.ona öğütlerde bulundum. şöyle yaparsan böyle olur eğer onu gerçekten seviyorsan ve seni sevmesini istiyorsan bu şekilde davranmalısın gibi. adeta kendimi hislerimi inkar ediyordum.ama o ne istiyorsa o olmalıydı. yanlış yapıyorsa bile kendisi görmeliydi. yaşayarak öğrenmeliydi ve daha önemlisi benim kimsenin hayatına karışmaya hakkım yoktu.

    ona bu şekilde yardımcı olmak bana tarifi çok zor duygular yaşatıyordu.bir yandan onun yanında olmak onunla konuşmak beni çok mutlu ediyordu. öte yandan ise onun duygu dünyasına faydası dokunacak her zerre sözümün aslında onu benden alıp o çocuğa yaklaştırdığını bilmekteydim.ona karşı segilediğim bu arkadaşlık öyle bir şeydi ki duygularımı açığa vuracak en ufak bir davranışım onu benden alıp çoook uzaklara götürebilirdi. demez miydi "sen nasıl bir adamsın, beni bu şekilde dinliyorsun bana öğütler veriyorsun. şimdi kalkmış bana neler diyorsun." haklı olur muydu? evet olurdu.ama ben ona karşı bir şeyler hisseteye başladığımda ne onun başkasından hoşlandığını biliyor ne de onu bu kadar çok düşünebileceğimi biliyordum.

    gel zaman git zaman finaller yaklaştı geldi geçti ben tüm dersleri finalde verip mezun oldum memlekete gittim. onunla görüşmek için tek bir fırsatım vardı.bu fırsatı bilerek oluşturmuştum çünkü ona her şeyi söyleyip çekip gidecektim. böyle bir fırsat durduk yere oluşturulamazdı dolayısı ile öylesine aldığım bir kitabı "bu kitabı okumak ister misin oku ve sonra bana ver" diyerek ona bıraktım. bunu bile son derece korkak bir şekilde düşünmüşüm.bu yüzden bunun eksikliğini hep çekeceğim.yaz tatili süresinde diplomamı almak üzere (veya başka bir sebeple tam hatırlamıyorum) ankaraya geldim ve onunla görüştük.ama ben gördüm ki gözden ırak gönülden ırak sözü tamamen doğruymuş. sanki aramıza fersah fersah çöller girmişti de ben de susuz bir şekilde ona ulaşmaya çalışıyordum. umutsuzluğa kapıldım. ikinci kez görüşmeyi dileyerek ayrıldık ama ben ayrılırken bu ikinci görüşmenin asla yaşanmayacağını biliyordum...

    sonra ona hislerimi korkakça * itiraf etmeye karar verdim. tepkisi beklediğimden çok daha kötü oldu: hiçbir şey söylemedi. defol git hayatımdan deseydi daha evlaydı. neredeyse 8 ay konuşmadık.o süre zarfında beri ne aradı ne sordu.ben iletişim kurmaya çalıştığımda ise çok soğuk davrandı dolayısı ile sürdüremedim daha fazla.ben de bıraktım her şeyi tüm düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım.tam başarıyordum ki bir gün yeniden iletişime geçti benimle * benim arkadaşlığımı özlediğini söyledi. haketmediğim bir soğukluk yaşadığımı düşünüyor olmalıydı ki "eğer istemezsen görüşmeyebiliriz" dedi. oysa ben dünden razı idim.bir süre daha konuştuk ama çok kısa bir süreydi bu.çünkü bu sürede 'ümitsizce sevdiği kişi' ile ciddi bir ilişki yaşadığını söyledi.bu yüzüme çok acı bir tokat gibi çarptı. çok üzüldüm ve elimde olmadan onunla olan tüm konuşma isteğimi kaybettim. artık aramızda eski sıcaklık yoktu.ne ben eski bendim ne de o.sonra o da dayanamadı bu duruma ve bir süre sonra birbirimize veda bile etmeden aramızdaki arkadaşlığı üstü kapalı olarak sona erdirdik.ya da ben sona erdikdik zannediyorum.şu an ayları aşan süredir en ufak bir temas kurmadık. yani bu cümleyi yazarken öyle bir his yumağına sarıldım ki ondan bir haber bekliyorum da gururumdan bunu kendime mi itiraf edemiyorum bilmiyorum...
    bana en büyük pişmanlıklarımdan birini yaşatan bu korkaklıkların hepsini nasıl oldu da bir araya getirebildiğimi kendime hala izah edebilmiş değilim. belki de onu ilk kez gördüğüm o 3-a seçmelisinde ilk adımı atmalıydım. ya da onu kendi sınıfımda gördüğümde.ya da çalışma salonunda gördüğümde.ya da bana o sevdiği çocuktan bahsetmeden 1 saniye önce. hiç olmazsa evime dönerken yüzüne söyleyebilseydim.onu bile yapamadım.hep korkakça davrandım.hep erteledim.bu kadar pişman olacağımı bilseydim ne olursa olsun bir şeyler yapardım.ama maalesef artık çok geç.

    insan en acı itirafı kendine yapar.bunu yaşayarak öğrendim.
    (ominous visitor ?, 26.04.2011 01:38 ~ 01:40)
  14. garipyolcu kişisi geçen seneye kadar hakk'ın rahmetine kavuştu sözünü hakkı rahmete kavuştu diye söyler dururdu. hakkıyı baya rahmetlemişimdir heralde.
    (garipyolcu ?, 26.04.2011 02:01)
  15. düşünsene sana çok yakın bir insanı seviyorsun ama aslında sana yıldızlar kadar uzak. sen onu çok seviyorsun ama onun gözünde sen iyi bir arkadaştan öteye varmıyorsun arada bir konuşulan gülünen eglendiren merhaba denilmesi gereken bir arkadaş.. gelip seni sevgilisi ile tanışıtırıyor, sevgilisine birden gıcık oluyorsun ister istemez, hiç sevmiyorsun ama az - çok münasebet kurmak zorunda kalıyorsun. yüreğinize taş basıyorsun, sevdgini kızın hatrı için ...
    bir gün o kız ağlayarak geliyor, sevgilisiyle kavga etmiş, bozuşmuş, sana dert yanıyor, belki omzunuzda ağlıyor ama delikanlılık var ya sende, şövalyelik ruhu var ya teselli ediyorsun seni seven benim diyemiyorsun için içini kemiriyor. için kıyıla kıyıla, kan ağlaya ağlaya, yol gösteriyorsun, tavsiye veriyorsun, barışması gerektiğini söylüyorsun
    sonra tabii arkadaşın sevgilisine dönüyor, o mutlu oluyor ..sen ikisini bir arada görünce aglıyorsun o mutluluktan sanıyor sende mutluluk yalanları atıyorsun..
    (bak yine ben geldim ?, 26.04.2011 16:28)
  16. rapidshare'dan herhangi bir şey indirirken son part'ın küçük boyutta olması beni çok mutlu ediyor sözlük öyle böyle değil ve bir de biber dolmasının dışını yiyemiyorum sözlük çocuksun ileride yersin dediler yok olmuyor kaldık mı vitaminsiz?

    edit: bunun nesi eksilendi acaba? biber sektöründe misiniz? yoksa korsana hayırcı mısınız?
    (flush royale ?, 26.04.2011 22:44 ~ 23:00)
  17. önümdeki kitaba yarım saattir bakıyorum kitapta bana bakıyor sayfaları çevirmekle medeni ögrenilemeyecegini ispatlarcasına bakışıyoruz.
    (bak yine ben geldim ?, 26.04.2011 23:03 ~ 27.04.2011 01:13)
  18. küçükken macarena dansı yaptığımı hatırlıyorum da... nerden geldi aklıma bilmiyorum ama tüylerim diken diken oldu ve tekrar yapamadım.
    (bkz: hayalim okulda topluca yapmamız)
    zamanında herkes yapmıştır ama di mi ?

    edit: sayın mod beni bana bırak belki bir ben vardır benden bir yerde... raporum var benim. * (bkz: kendi haline bırakın)

    Mod Edit: imlâ
    (xpca ?, 27.04.2011 01:56 ~ 02:11)
  19. uçtum şahitlerim var. inerken kolumu kırdım.
    Sözlük bir de ayrıca aşık oldum ama kız pas vermiyor. Aslında sorun tipte değil gibi. Ağzım laf yapmıyor napcaz??
    (depredator ?, 27.04.2011 02:53)
  20. uzun yıllar mr. muscle* reklamlarını gerçek sandım, onu sıkınca içinden o tipsiz adam çıkıyor ve hızla ocağı siliyor sanıyordum, ayıca her markete gidişimde çok bilmiş edasıyla ebeveynlerime bu markayı almaları yönünde yol gösterirdim, şükür ki çok bilinçli bir ailem varmış hiç bu tongaya düşmediler fakat hala içimde ukdetir bir gün alıp sıkacam sağa sola oda spreyi misali.

    ayrıca hala seviyorum, ama biliyorum benden bir b.k olmaz dolayısıyla onunla aramızda behzat ç.'nin finalindeki konuşmaların geçmesinin hayalini kuruyorum**.
    (kotu niyetli ucuncu kisi ?, 27.04.2011 13:11)
/ 27

© 2025 - aühf sözlük uludağ sözlük

aühf sözlük, ankara hukuk fakültesinin interaktif sözlüğüdür. - 2011 nisan (c) bir interaktif sözlük çalışmasıdır. aühf sözlük sözlük spot tematik sözlük servisi ile üretilmiştir. sözlükler yöneticilerinin sorumluluğundadır, www.sozlukspot.com sözlüklerin içeriklerinden sorumlu tutulamaz.